7 Kasım 2011 Pazartesi

Yuzey Balıkcılıgı

   Cok bilmek cok urkutuyor galiba...İnsanları cok tanıyor olmak...Belkıde herkesi gerektigi kadarıyla tanımalı. Zira fazlası incitebiliyor.
  
   Tanıdıgımız kimselerin yuzgeclerinde asılı kalabildigimizde mutluyuz. Yuzgec deliklerinden gececek kadar bizi icine aldıgında yeni bir yuzeyle karsılasmak cok olası..ve iste o zaman kisinin bizdeki hikayesini bastan yazıyor olmak kacınılmaz. Ne yorucu...Samimiyet arttıkca hikayeler cogalıyor. Kimbilir yalnızca tek bir kimse icin kac hikaye uretebiliyoruz hayatta...Bizi mutlu ediyorsa mutlu sonla biten, ama oldu ki mutsuz ediyorsa en kotu sonla biten hikayeleri sil bastan yazıp biriktiriyoruz.

   Esimiz, cocuklarımız, anne-babalarımız ve dostlarımız yahut dost sandıklarımız...Hikayesi cok olan mı kazanmıs sayılıyor? Yoksa cok hikaye yazıp biz mi kaybetmis oluyoruz bu oyunda ? Ya defterimizden hikayesini sildiklerimiz? Zamanında onların da yuzgeclerinden iceri bakmamıs mıydık? Karsılastıgımız yeni yuzeyleriyle yeni kahramanlar yaratmamıs mıydık?

   Bilmek istemedigimiz, ya da bilip de onemsemedigimiz bir nokta var; yeni yuzeylerle yeni hikayeler yazmak yerine, yuzgeclerde tek bir hikayeyle kalmak gerekli olan. Ne cok fazla tanıyor olmak, ne de cok incinmek var o zaman...
  

2 yorum:

  1. Çok güzel çok beğendim yazılarının devamını bekliyorum.....

    YanıtlaSil
  2. çok güzel yazıyosunuz kutlarım sizi, yüreğinize kaleminize sağlık hayralıkla okudum gazeteci sandım tebrik ediyor başarılar dilerim...

    Zeki SARI

    YanıtlaSil